2 Mart 2013 Cumartesi

Nar Çekirdekleri




  Akşamın sekiz buçuğu.
    Şu anda mutfakta oturmuş kaşık kaşık narı ağzına atmasından çok daha önemli işleri olmasına rağmen bir türlü ayrılamadı şu kırmızı,küçük taneciklerin yanından. 

    Sahi kulaklığında bir şarkı çalıyordu ama o tamamen dış dünyaya kapalıydı. 
   Önce bir kaşık narı ağzına attı. Nar yemeyi seviyordu. İlkinde attığı o narları diliyle ağzının bir köşesine topladı.Sonra dişleriyle nar tanelerini ezmeye başladı. 
   O ne güzel mutluluktu öyle.Dişlerine değen çekirdeklerin sesi,narın o ekşimsi ama tatlı tadı.
   Çekirdekleri bildiğin sömürdü.Nara dair hiçbir şey kalmadı. 

   Suyunu mideye indirmesine indirmişti de çekirdeklerini yemeyi sevmezdi.Kaşığı tekrar ağzına götürdü ve birer birer çekirdekleri çıkardı. Güzelim dudakları kıpkırmızı olmuştu.O küçük kaşık da sanki milyarlarca çekirdeği ağzından dışarı çıkartıyordu.Sonunda kaşıktaki çekirdekleri tabağa koyunca bakakaldı manzaraya. Önceden kıpkırmızı olan çekirdekler şimdi korunmak ister gibi birbirlerine yapışmış ve açık pembeye dönmüşlerdi. Sonra onları birbirlerinden ayırmaya başladı.Her bir insan için birer tane çekirdek.Sahi ne kadar da çoktular.Dışarıdan bir insan görse bu yaptığını onu şizofren zannederdi ama kimin umrundaydı?Sahi insanlar neden bu kadar boştular ve neden diğer insanları bu kadar irdeliyorlardı?O sadece nar yemeyi ve çekirdeklerini ayırmayı seviyordu o kadar.Daha ötesi yoktu.
   En sonunda canı sıkıldı.Tabaktaki çekirdeklere baktı ve: “Hiçbiriniz bir boka benzemiyorsunuz” dedi.

-Cobainzamanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder