10 Kasım 2014 Pazartesi

Okuma Yazmam

Kısık ve titrek bir sesle perde arkasından gelinir anca.

Sen kararını vermişsin bana bunları ne diye anlatıyorsun ?

Niçin ben hiç bir şey değilim ?

Ölüm korkusuyla
Nassı nassı nasıl ?
Tamtakır giden yıldızlarda ?
Yüreğinde bir termik santral kurulunca..
O olmadan muktedir olmayacağını biliyordu...

Bulutların yurdu, gecelerin beyaz, morsalkımı...
Bu manasız ve yabancı hayatta tek şeyden emin olmamı sağlayan, deniz ve göğü tanımlayan, mavinin her tonu , canımın cam parçası...
Seslerin içindeki sessizliksin sen...

En deli saatlerde mutluluğu düşleyen ben , çıkıp acı soğuk soluğu cigara niyetine çektiren, ...

Okumam, yazmam
Canıma cam okumam...

*Sürekli dönen tek plağım

Sen olmayınca bulutsuz bir gecede ki yağmur damlası gibi ipsiz, sapsız, kimliği belirsizim.

Olmazsan dığında
severim elbette bulutları da.
Nolur ki ?
Şehrin üstüne sis iner
Belkide olmadığınların bereketidir bu sis..
Boşlukları ,sen kokan boşlukları bembeyaz bulutlar yere inerek kucaklar.
''Kırıldığı zaman beni bile göstermeyen sırlı aynalar
bulutların buhu buğu buharı her neyiyle sarmaşıklarca sarılır,
Ve yüzüme, sen kokan, yalnızlık kokan yüzüme, kırılır ,kalpten kırılır sır yüzeyi aynanın...
Gösterir içini en içimi seni beni,
Bu ayna senin gözlerinin ,buğulu badem gözlerinin ,kahvemin ,içimin aynasıdır''

Bulutları sevmemin nedeni...
Canımın cam parçası
Usul usul kal orada kıpırdama.
Bulutları sevmemin nedeni,
Beyazın saflığı,
Her şeyin aslı rengi.
Seslerin sessizliği
Mavili beyazlı bulutlarla gelen peri kızısın sen
Bu nevi söz ve fiileri umursamayan uykusun sen...

                                                                                                             
                                                                                                                          arasanbulunmaz